Bu Ne Telaş?
Dağın gerdanındaki insanlığına paha biçilemez halkıyla ve yolun ağzındaki kücük gölüyle tatilcilerin, uğrak yeri haline gelmişti.Dağ havası, balı, yoğurdu, tereyağı...dertlere derman köylünün sohbetleri de dillere destan olmuş.İş adamlarından birisi tatilini geçirmek için bu köye gelmiş.Sabah gölün kenarında yürüyüş yaparken orta yaşta bir adamın gölde miyatür bir kayık yüzdürdüğünü görünce çok hoşuna gitti, adamla aralarında sohbet başladı.Kayığı nerden aldığına gelince adam mütavazi bir şekilde kendim yaptım dedi.Sohbetleri iş kurmaya kadar ilerledi.İş adamı" ortak olalım sermaye benden ,kayıkarı yapmak senden; pazarlamak benden.Evlerimden birinede siz oturursunuz, yılda bir ay da izin". "Sonra der kayık yüzdürmeye devam eden adam".Diğer adam"Çok zengin olursun...hayatını yaşarsın "Ya sonra der." Emekli olur köyüne güzel bir ev yaptırıp hayatının geri kalan kısmını köyde eşinle dostunla geçirirsin "dedi.Adam bir an kayıkla ilgilenmeyi bırakıp şöyle bir baktı zengin adama."Benim köyde bir evim var, iyide bir yaşantım var.Eşimle dostumla mutlu yaşayıp gidiyorum.Hem başladığım yere geri döneceksem , bu kadar teleş niye?"Zengin adam o zaman anladı ki insan başladığı yere tekrar geri dönüyor, ama nasıl ?Evet insan kimsesiz, çıplak ,yalnız doğuyor.Ölürkende beş para etmez , modelsiz , renksiz ve kalitesiz kefenle yalnız, sessizce geldiği yere doğru yolculuğa çıkıyor.Öyleyse bu telaş niye?
Bu yaz� i�in
Yorum Yaz